İşte su içmenin altın kuralları…

Önceki yazılarımızda önemini detaylıca anlattığımız suyu içerken bu kuralları titizlikle uygularsanız bir çok şikayetinizin hızlıca düzeldiğini göreceksiniz. Çünkü bu kurallara göre su içmek, suyun hücrelerinize kadar nüfuz etmesini sağlar. Böylece vücudunuz içtiğiniz sudan en iyi şekilde faydalanmış olur.

  • • Vücudunuzun alkali yapısını destekleyen, asit ve toksik maddeleri temizleyen, mikropsuz, toksik maddeleri içermeyen, dokularınızı ve hücrelerinizi bir anlamda yıkayan alkali, enerji yüklü ve canlı su içmeli.
  • • Sabah kalkınca en az bir bardak (yaklaşık 400 ml) ılık limonlu su içmeli.
  • • Su içmeyi alışkanlık haline getirmeli ve bunu hatırlatacak nesneleri yakın çevrede bulundurmalı.
  • • İçilen miktarı iyi takip edebilmek için mutlaka bir su şişesi edinmeli (bardak hesabı takibi zorlaştırır ve hacimleri değişkendir).
  • • Kesinlikle soğuk su içmemeli (soğuk içecek ve yiyecekler enerji kaybına sebep olur).
  • • Su içmek için susamayı beklememeli (susama hissi, vücut suyu yaklaşık 1,5- 2 litre azaldığında oluşur).
  • • Öğünlerden 20-30 dakika önce su içme bırakılmalı.
  • • Öğünlerden sonra 1-1,5 saati bekleyip sonra su içmeli.
  • • Su içerken kana kana su içmeli, (200 ml’lik bardaklarla gereken miktarı gün içinde tamamlamak çok zordur hatta genellikle tamamlanamaz).
  • • Su içerken sadece su içmeli, beraberinde herhangi bir içecek veya yiyecek olmamalı.
  • •Günlük gereken su miktarı kişiye göre ( kilo, hastalık durumu, beslenme vb.) değişmekle birlikte en az 2-2,5 litre su içilmeli.
  • • Yemeklerle birlikte kesinlikle su veya başka herhangi bir içecek içmemeli.
  • • Gün içinde sabahtan itibaren su içilememişse, öğünü biraz geciktirerek öncelikle en az 1 litre su içmeli.
  • • Su içme miktarı tedrici arttırılarak, kişiye özel ideal miktara ulaşmak amaçlanmalı (Aksi takdirde bıkkınlık oluşursa, ideal düzeye ulaşmak pek mümkün olmaz).
  • • Egzersiz, zihinsel aktivite ve stres düzeyi yüksek olduğunda içilen su miktarı arttırılmalı.
  • • İdrar rengi her zaman kontrol edilmeli (çünkü idrarın koyu ve yoğun kokulu olması vücudun susuz kaldığının bir göstergesidir).
  • • Susuzluğu, su dışında (çay, kahve, asitli ve asitsiz içecekler gibi) başka bir içecekle gidermemeli (Aslında bunlar, susuzluğu gidermekten çok susuzluğu artırıcı etki yapar).
  • • Özellikle yolculukta ve bazı özel fizyolojik durumlarda (hamilelik vb.) içilen su miktarı daha önemle takip edilmeli.
  • • Oruç tutulan zamanlarda özel bir planlama ile gereken su miktarı içilmeli.
  • • Günlük olarak yeterli su içilmesi ile ilgili kişi kendisinde bir farkındalık oluşturmalı (Aksi takdirde, su içmeye gereken önem verilmezse susuzluk, sadece çölde değil şehirde, sadece yazın değil kışın da olur).